Page 411 - e-Kongre Bildiriler Kitabı-II
P. 411

Eğitimde Yeni Normlar-II                                  Uluslararası Covid-19 Kongresi




                 1.Giriş


                 Bitkilerin doğaya sağladığı katkılar küçümsenmeyecek kadar büyük olup canlılar dünyasının en önemli
            gruplarından biridir.  Bitkilerin görevleri sayılacak olursa şu şekilde sayılabilir: gıdalar ve solunan hava, su
            döngüsü, canlı sağlığı ve tıbbın gelişmesi, ek olarak giyim. İnsanlara ve hayvanlara besin ve geçim kaynağı
            olmaktadır.
                  Ayrıca bitkiler fotosentez yaparak kendi besinini üretebilmekte ve bunun yanında oksijen üreterek
            oksijenli solunum yapan canlıların birinci derece oksijen kaynağı olmaktadır. Bitkilerin tıbbi ve aromatik
            olanları ise gıda, çeşni, ilaç ve şifa vermek amacıyla kullanılmaktadır (Bayram, Kırıcı, Tansı Yılmaz, Arabacı,
            Kızıl, Telci, 2010). Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün belirttiği verilere göre bitkilerin 20.000’e yaklaşık olanı
            tıbbi amaçlarla kullanılmaktadır (Bayram ve ark., 2010). Bitkilerin değişik türleri yüz binlercedir. Bu türle-
            rin en küçükleri mikroskopla görülebilen yaprak yosunlarıyken, en büyükleri 90 metre olan dev bitkilere
            kadar uzanmaktadır.
                 Bitkiler aynı zamanda insan yaşamında iç mekânlarda kalite ve konfor sağlar. İnsanların günlük iş ve
            yaşam koşullarında ortaya çıkan değişimler, istekler, hızlı kentleşme ve sanayileşmenin ortaya çıkardığı
            çarpık yapılaşmalar sonucunda hızla azalan kişi başı yeşil alan miktarı nedeniyle, önceleri hobi ve sosyal
            statüyü vurgulama amacıyla kullanılan iç mekân bitkileri daha sonraki dönemlerde özellikle geliştirilen
            mimari tasarımlar ile estetik ve yeşile olan özlemin giderilmesi amaçlarıyla da iç mekânlarda kullanılmaya
            başlanmıştır (Oral, 1999; Yazgan ve ark., 2009;  Zencirkıran ve ark., 2018).
                 İnsanlar iç mekanlarda ortamı daha ferah bir hale getirmek, renklendirmek ve güzel görüntü için süs
            bitkiler kullanmaktadır. Süs bitkiler genel bir kavramdır ve kesme çiçekler, kesme yeşillikler, saksılı bitkiler
            (çiçekli ve saksılı bitkiler) ile peyzaj için kullanılan bitkileri kapsamaktadır (Yazgan ve ark., 2005).
                 İç mekânlarda süs bitkilerinin kullanılması ortamdaki karbondioksitin artmasına neden olur. Yapılan
            çalışmalarda bu olumsuz durumun yanı sıra kapalı ortamlarda özellikle benzen, amonyak, ksilen, for-
            maldehit, trikloretilen gibi sağlık açısından olumsuzluklara neden olabilen birçok kimyasalın bulunduğunu
            göstermektedir. Bu kimyasalların yer aldığı ortamlar içerisinde iç mekân bitkilerinin kullanımı ile yaşam
            konforu arttırılabilmektedir.
                 Ancak bu tip mekânlarda Benjamin (Ficus benjamina), Flamingo Çiçeği (Anthurium andreanum), Salon
            Sarmaşığı (Epipremnum aureum), Salon Eğreltisi (Nephrolepis), Bodur Hurma Palmiyesi (Phoenix robelenii),
            Kurdela Çiçeği (Chlorophytum comosum), Çin Herdemyeşili (Aglaonema modestum), Bambu Palmiyesi
            (Chamaedora seifrizii), Papatya, Paşa Kılıcı (Sansevieria trifasciata ‘Laurenti’), Barış Çiçeği (Spathiphyllum
            ‘Mauna Loa’) ve Kasımpatı gibi bitkilerden bir ya da birkaçının birlikte kullanılması önerilmektedir (Wolver-
            ton ve ark., 1989 ; Zencirkıran 2016).
                 Diğer yandan, bitkilerin çoğunluğunda olduğu gibi, iç mekân bitkisi olarak değerlendirilen bazı bitki-
            lerin içerdikleri toksik organik bileşiklerin (alkoloidler, uçucu yağlar, toksik amino asitler, glikozitler, reçine
            bileşikleri, saponin ve terpenler gibi) kullanıcılar üzerinde (insanlar ve evcil hayvanlar) olumsuz etkilerinin
            olduğu da bir gerçektir (Wolverton ve ark., 1989 ; Zencirkıran 2016).
                 Bazı bitkilerin yaprak, gövde ve köklerinin ısırılması veya yutulması gibi vakalar bitki öz suyunun içe-
            risinde yer alan toksit maddelerin zararlı etkilerinin ortaya çıkmasın neden olabilir. Özellikle yüksek tosi-
            siteye sebep olan bitkiler ağır durumların, ciddi zararların ortaya çıkmasına ve hatta ölümcül sonuçlara
            neden olabilir.
                  Düşük toksisiye sahip olan bitkilerin etkileri ise kusma ve isal gibi küçük rahatsızlara neden olur.
            (Nelson ve ark., 2007 ; Knight, 2007; Filmer 2012; Anonim, 2017). Özsularında oksalat kristalleri içeren
            bitkiler ise ağız, dil ve boğazda tahriş, yanma, şişme ve mide rahatsızlıklarına yol açar. Diğer yandan der-
            matit oluşturan bitkilerin özsuları, dikenleri ve tüyleri vasıtasıyla ciltte kaşıntı, kızarıklık ve tahrişe neden
            olabilir. İnsanlar gibi evcil hayvanlarda bu şekilde zarar görebilirler (Nelson ve ark., 2007; Knight, 2007;
            Filmer 2012; akt. Anonim, 2017).


            - Bildiri Metni -                                411                   Eğitimde Yeni Normlar-II
   406   407   408   409   410   411   412   413   414   415   416