Page 186 - e-Kongre Bildiriler Kitabı
P. 186
Kaygı bozukluğu olan insanlar da iradesinin zayıf olduğu, akıl hastası olduğu veya da bir kişilik
problemi olduğu anlamına gelmez.
Kaygı hayatınızın rutinini sürekli ve belirgin olarak etkiliyorsa, korkularınız orantısız ve aşırı ise,
korktuğunuz durumlardan kaçmaya başladıysanız, iş ve sosyal hayatı etkiliyor ise rahatsızlık haline
gelmiş demektir
2.3.2. Kaygının Gelişimi
Kaygı insan hayatında gelişen bir olgudur. Kaygı, bilinç dışı çatışmaya bağlı olan ve nesnesi kişice
tanınmayan içsel tehlikeye karşı gösterilen bir tepkidir (Öztürk 1981). Spielberger (1966) sürekli kaygıyı
şöyle açıklamıştır; kimileri sürekli olarak tedirgindir, mutsuzdur. Dış tehlikelere bağlı olmayan bu kaygı
türü içsel kaynaklıdır. Birey sürekli olarak öz değerlerinin tehdit edildiğini zanneder. İçinde bulunduğu
durumları stresli olarak görür ve kaygı duyar. Buna sürekli kaygı denir. Horney’e göre kaygıda, durumla
orantısız gizli ve öznel bir tehlike vardır (Geçtan 1981). Örneğin, bireyin küçük bir sıyrıktan dolayı
öleceğini düşünerek kaygılanmasında görüldüğü gibi; tehlikeye karşı gösterilen tepki var olan durumla
orantısızdır. Kişi bu duyguyu yaratan gerçek nedenlerin farkında değildir.
2.3.3. Anksiyete (Kaygı) bozukluğunun Belirtileri
Anksiyete (kaygı) bozukluğu belirtilerini dört başlık altında inceleyebiliriz.
2.3.3.1.Bilişsel Belirtiler
Bu belirtileri şu şekilde sıralamak mümkündür; Geçerlilik duygusunun değişmesi, çevrenin
değişiyor gibi algılanması, dikkatini toplamada zorlanma, kontrolü kaybetme kaygısı ve fiziksel zarar
göreceği kaygısı olarak özetlememiz mümkündür.
2.3.3.2. Duygusal Belirtiler
Duygusal belirtiler arasında özellikle korku, huzursuzluk, alarm duygusu, panik, çaresizlik ve
endişe yer almaktadır.
2.3.3.3. Davranışsal Belirtiler
Kaygı oluşturan, yaratan durumlardan kaçınma davranışı ile kaygı yaratan durumlarla
karşılaşıldığında dona kalma davranışsal belirtiler arasında yer almaktadır.
2.3.3.4. Fizyolojik Belirtiler
Fizyolojik belirtilerde ise çarpıntı, kan basıncında değişiklik, yüzde renk değişimi, nefes darlığı,
boğazda düğümlenme, boğulma hissi, yutma da zorlanma, bulantı, kusma, ishal, karın ağrısı, idrara sık
çıkma, cinsel istekte azalma, terleme, sıcaklama, baş dönmesi, bayılma hissi ve kas gerginliği sayılabilir.
2.4. Covid - 19 Pandemi Salgını Sürecinde (3-6) Yaş Dönem Çocukları ve Aileleri
2.4.1. (3-6) Yaş Dönem Çocuk Velilerinin Okul Öncesi Eğitim Kurumlarına Bakış Açıları
Covid - 19 Pandemi Salgını Sürecinden önce çalışan ebeveynlerin büyük bir kısmı (3-6) Yaş
dönem çocuğunu psikomotor, sosyal-duygusal, dil ve bilişsel gelişiminin desteklenmesi, öz bakım
becerilerinin kazandırılması ve ilköğretime hazır duruma getirmesi, Türkçeyi doğru ve güzel
konuşmaları, sevgi, saygı, işbirliği, sorumluluk, hoşgörü, yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma duygu
ve davranışlarını öğrenmeleri, kendine saygı ve güven duymasını sağlamak gibi birçok davranış
186