Page 18 - e-Kongre Bildiriler Kitabı
P. 18

EÐÝTÝMDE YENÝ NORMLAR

                                                 Prof. Dr. Doğan CÜCELOĞLU


                      Ben m gördüğüm kadarıyla, baktığım kadarıyla hayatta h çb r şey tamamıyla saf  y  veya saf kötü
               olarak tanımlanamaz. Bunun  ç n mevcut  catların yıkıcı olduğu kadar yapıcı olma tarafları da var.
                      Öneml  olan b z b reyler, a ley  kurduğumuz zaman b z a leler, ş rketler kurduğumuz zaman b z
               ş rketler ve devlet bürokras s nde çalışan b z bürokratlar, yönet c ler; şu veya bu şek lde ney  görüyoruz,
               ney  seç yoruz en öneml s  nasıl b r gelecek yaratmak  st yoruz, konusunda b r fikr m z var mı? Ben esas
                t bar yle  nsanlara baktığım zaman bazı  nsanlar var k  konfor alanından çıkmayı çok tehl kel  görüyor.
               Veya o nedenle de kend s  anne, baba, çalışan k ş  olarak h çb r zaman konfor alanından çıkmak  stem yor.
               Veya konfor alanı terk ed ld ğ  zaman “Ne yapıyorsunuz, ne oluyor böyle, dokunmayın bana aman ha
               nereden çıktı bu  cat?” g b  b r tavrın  ç nde olmaya çalışırlar. Bu anne babaysa koruyucu b r tavır  ç nde
               çocuklarını  b r  konfor  alanı   ç nde  tutmaya  çalışıyor  ve  bununla  övünüyor.  B l yor  musunuz  h ç
               üşümed ler, h ç ayakkabısız gezmed ler hep sırtları pekt  karınları toktu. Böylel kle de sanıyor k  çok  y
               b r anne babayız. Konfor alanında olmaya kalıplanmış olmaya özen gösteren b r bakış tarzı  çer s nde.
               Tab   hayvanlar alem yle de paylaştığımız b r şey var h ç b r m z pan k alanında olmayı  stem yoruz.
               Güven n  kaybolduğu,   k   san ye  sonra  başımıza  ney n  geleceğ n   b lmed ğ m z  ortamda  olmak
                stem yoruz. O nedenle de b z hep b r güven  arıyoruz fakat enteresan b r şek lde  nsan olmamızdan
               kaynaklı keş f ortamından olmaktan çok zevk alıyoruz.
                      Baş edeceğ m z b r zorluk, yen  b r şey öğreneceğ m z b r zorluk, çıkmakta zorlanacağımız b r
               merd ven böyle b r şey arıyoruz. Sınırlarını test etme g b  b r şey arıyoruz. Ne muhteşem b r süreçt r k
               yaşam b ze sürekl  bunları ver yor. Bunun kıymet n  b len anneler babalar çocuklarını uğraşı  ç nde
               tutuyor;   z n  ver yorlar  onların  keş f  ortamında  olmasına,  küçük  zaferler  kazanmasına.  B r  çocuğun
               el nden tutmadan ayağa kalkıp  k  üç adım atması ne büyük b r zaferd r.
                      Bekled ğ  sadece  dönüp  baktığı  zaman  orada  ona  gülümseyen  b r  anne  b r  baba  olması.  B r
               öğrenc n n kend s n n b r çözüm bulup “Öğretmen m b r bakar mısın?” dey p o çözümü anlattığı zaman
               öğretmen  “Bunu sen m  çözdün, etk lend m.” d yeb lmes  müth ş b r şeyd r. Böylel kle b z hayatımızda
               konfor arayan  nsanlar değ lsek konforun peş nde koşan b r toplum oluşturmamışsak bu değ ş mlere hoş
               geld n, zaten yaşamak budur, d yen b r tavır  çer s nde oluruz ve böylel kle sürekl  kuşaklar arasındak
               çatışmalardan değ l kuşaklar arası gel şme fırsatlarından bahseder z.
                      Ben m tıpkım olursa ben m çocuğum, ben m hüzünlen p kara yaslara g rmem lazım. Ama ben m
                let ş m  koparmadan onunla  let ş m  çer s nde ona destek veren aynı zamanda onun ben m ufuklarımı
               açab leceğ  sohbet  çer s nde olab leceğ m b r  l şk   çer s nde olab lmem lazım. Böylel kle Cov d-19 da
               b ze anlamamız gereken baş etmem z gereken yen  ortamlar da get rd . Bu tavır  çer s nde baktığımızda
               tar h  çer s nde bu olmuştur ve bununla baş ed ş tarzı b reyden b reye, a leden a leye, toplumdan topluma
               değ ş k olmuştur. Ş md den sonra da y ne olacaktır. Bununla baş ed ş tarzına göre b reyler a leler ş rketler
               toplumlar ayakta kalacak veya yok olacaktır. Tar h bunun örnekler yle dolu. Ş md  a leye geld ğ m z
               zaman d yorum k  eğer a le de sohbet eden b r ortam oluşturab lm şsen z nas hat eden azarlayan ceza
               veren veya öven afer n d yen anne babanın devr  geçt  geç yor. Bu denet m odaklı korku kültürünün b r
               tarzıdır. Nasıl k  balık  ç ndek  okyanusun farkında değ lse b reyler de  ç nde yaşadığı kültürün farkında
               değ l. Ben m bütün görev m bu kültürün farkına varmamızı sağlamaya çalışmak.
                      Umuyorum k  40 - 50 yıl sonra ben b r konferans ver rken Türk ye' de topluma baktığımız zaman
               bu ş rket n genel müdürü, bu okulun müdürü, bu ün vers ten n rektörü d ye  nsanların yüzünden karar
               veremezs n. Ben m toplumumda sürekl  mevk  makam sah b   nsanlar d ğerler nden,  ç nde bulunduğu
               gruptan daha asık suratlı daha gerg n ve daha öfkel  görünüyor. Bu tesadüf değ l hemen hemen bütün
                llerde böyle. Bu  nsanlarla konuştuğun zaman görüyorum h ç kötü  nsanlar değ ller. Müth ş mücadele
               vererek, orayı hak ederek gelm şler. Ama neden bu  nsanlar güler yüzlü olamıyorlar. Ve şunu da keşfett m
               gerçekten güler yüzlü oldukları zaman başları derde g r yor.
                      B reysel b r terc h değ l, güler yüzlü olduğu zaman bu k ş ler n b r dezavantajı oluyor. Ses n
               yükselt p yüzünü asıp bel rl  b r şek lde konuşmaya başladığı zaman askerde de bunu gördüm. Askerler
               d yor  k   baba  g b   adam  d yorlar.  Ş md   gelel m  a leye,  ben  sohbet   çer s ne  çocuklarımla  eş mle
               g reb lecek m y m bunun üzer nde konuşalım b raz. Kend s yle sohbet edemeyen b r  nsanın başkasıyla
               sohbet etmes  mümkün değ ld r.
                      H çb r çocuk bebekl ğ nde doğal olan  nsan etk leş m ne herhang  b r yapay etk leş m  seçmez.
               Yan  bunu b r aylık, altı aylık, on  k  aylık bebek olarak al; b r yanda annes yle konuşmak, başka b r

                                                             18
   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23