Page 220 - e-Kongre Bildiriler Kitabı-II
P. 220

Eğitimde Yeni Normlar-II                                                                                              Uluslararası Covid-19 Kongresi




        Srinath, Girimaji ve Seshadri, 2007). Bu konudaki bir başka araştırmada da okul reddinin yordayıcısı olarak
        lise öğrencilerinin ebeveynlerinden algıladıkları duygusal istismarın etkili olduğu bulunmuştur (May, 2019).
        Bir başka araştırmaya göre Büküşoğlu (2004) çocuklarda okul fobisi gelişimine etki eden faktörleri incelediği
        araştırmasında okul fobisinin oluşmasında demografik parametrelerin etkili olmadığını sonucuna ulaşmıştır.
        Risk faktörleri içerisinde hamilelik sürecinde sorun yaşanmış olması, ayrı yatma problemi, bakıcı değişimi,
        başka korkuların eşlik etmesi, annenin kaygılı olması, aile içinde şiddetli geçimsizlik, ayrılma kaygısı, ailede
        psikolojik sorunlu bireyin varlığı, ailenin sosyo-kültürel etkinliklere katılımda yetersiz oluşu, problemin okul
        öncesi dönemde yaşanmış olması, olumsuz öğretmen tavrı, okulda şiddete maruz kalma, çocuğun kolay
        arkadaş edinememe ve sosyal etkinliklere katılamamanın etkili olduğu saptanmıştır.
             Kaygı bozukluklarının da okul reddinde etkili olduğunu gösteren araştırmalar bulunmaktadır. Araştır-
        malara göre okul reddi yaşayan bireylerde anksiyete duyarlılığı, kaygı bozukluğu ve ayrılık kaygısı ile ilişkili
        olduğu bulunmuştur (Aslan, 2018; Ayaz, 2015; Irmak, 2016; Kearney ve Albano, 2004; Last ve Strauss,
        1990). Ayaydın ve Takatak (2018) okul reddinin anksiyete bozukluğu gibi çeşitli psikiyatrik bozukluklara
        eşlik edebileceğini ifade etmektedir. Benzer şekilde anksiyete ve depresif bozuklukların tipik olarak okul
        reddi davranışının temelini oluşturduğu da belirtilmektedir (Melvin ve Tonge, 2012).
             Bahalı, Tahiroğlu ve Avcı (2009) okul reddi olan çocuk ve ergenlerin klinik özelliklerini inceledikleri
        araştırmalarında okul reddi ile başvuran erkek çocukların oranının daha fazla olduğu, ilkokula ve ortaokula
        başlama gibi önemli geçiş dönemlerinde daha sık oluştuğu, ailelerin çoğunun tek ya da iki çocuklu aileler
        olduğu, ailenin ilk çocuğunda daha sık rastlandığı, en sık görülen ruhsal bozukluğun ayrılma anksiyetesi
        bozukluğu olduğu sonucuna ulaşmışlardır.
             Okul uyum konusunda çocukların sıkıntı yaşamasının sadece çocukla ilgili olmadığı bunun yanında
        aile, çevre ve okuldan da kaynaklandığı ifade edilmektedir (Thambirajah, Grandison ve De-Hayes, 2008).
        Okul reddine yönelik yapılan araştırmalar incelendiğinde Lüleci (2015) bilişsel davranışçı yaklaşıma dayalı
        müdahalelerin okul reddi yaşayan çocuk ve ergenler üzerinde etkililiğine ilişkin 2009-2015 yılları arasında
        yapılan on iki araştırma incelenmiş ve araştırmaların büyük bir kısmı bilişsel davranışçı müdahalelerin,
        okul reddi yaşayan çocuk ve ergenler üzerinde olumlu etkiye sahip olduğunu ortaya koymakla beraber,
        ülkemizde bu konuda yapılacak deneysel çalışmalara ihtiyaç olduğu sonucuna ulaşmıştır.  Alanyazın ince-
        lendiğinde okula uyum, okul fobisi ve okul reddine yönelik deneysel çalışmaların sınırlı olmasından kaynaklı
        olarak bu araştırmada pandemi döneminde okula uyum ve koronavirüs kaygısına yönelik yapılan grup
        çalışmasının çocukların okul kaygıları üzerine etkisi incelenmiştir. Dolayısıyla bu araştırmada pandemi dö-
        neminde okula uyum ve koronavirüs kaygısına yönelik yapılan grup çalışmasının çocukların okul kaygıları
        üzerine etkisini incelemek amaçlanmıştır. Bu doğrultuda araştırmada şu hipotezler kurulmuştur:
             I. Program sonrasında, deney grubunda bulunan üyelerin sontest okul kaygısı ölçek puanları ile kont-
        rol grubunda bulunan üyelerin sontest okul kaygısı ölçek puanları arasında, deney grubu lehine anlamlı
        bir fark olacaktır.
             II. Program sonrasında, deney grubu üyelerinin öntest okul kaygısı ölçek puanlarıyla sontest okul
        kaygısı ölçek puanları arasında, sontest lehine anlamlı bir fark olacaktır.

             2. YÖNTEM


             Çalışmanın bu bölümünde araştırmanın modeli, örneklem, veri toplama araçları, deneysel uygulama
        ve veri analizinde kullanılan istatistiksel tekniklere yer verilmiştir.


             2.1.Araştırmanın Modeli
             Bu çalışmada nicel yaklaşımın deneysel modellerinden yarı deneysel kontrol gruplu ön test– son test
        modeli kullanılmıştır. Araştırmanın modeli Tablo 1’de sunulmuştur.



               artvincovidcongress.org                   220                                      - Bildiri Metni -
   215   216   217   218   219   220   221   222   223   224   225