Page 421 - e-Kongre Bildiriler Kitabı-II
P. 421
Eğitimde Yeni Normlar-II Uluslararası Covid-19 Kongresi
GİRİŞ
Günümüze kadar geçen süreçte özel yetenek (üstün zeka) ile ilgili yapılan araştırmalar incelendiğinde
araştırmacıların ortak bir tanımlamaya varamadığı görülmüştür. Ortak bir tanıma varılamamasının araş-
tırmacıların üstün yeteneğe bakış açılarındaki farklılık ve kültürlerin farklı özelliklerinden kaynaklandığı
düşünülmektedir (Leana, 2005).
Özel yetenekli birey; zekâ, yaratıcılık, sanat, spor, liderlik kapasitesi ve özel akademik alanlarda yaşıt-
larına göre yüksek performans gösteren bireyi ifade eder (Millî Eğitim Bakanlığı Bilim ve Sanat Merkezleri
Yönergesi, 4/m). Özel yetenekli öğrenci, liderlik kapasitesi olan, yaşıtlarına göre daha hızlı öğrenebilen,
yaratıcı düşünebilen, soyut kavramları kavrama becerisi yüksek, ilgi duyduğu alanda akademik başarı
gösterip yüksek performans gösterebilen öğrencidir (Yıldırım, 2012).
Özel yetenekli öğrenciler diğer öğrencilerden üç ana noktada ayrılmaktadır; daha hızlı öğrenme
kapasitesi; problemleri görme, uğraşma ve çözme, soyut fikirleri manipüle etme ve aralarında bağlantı
kurma becerisi. Buradan hareketle, özel yetenekli öğrencilerin her gün yeni şeyler öğrenmeleri, gelişmeleri
ve kapasitelerini ortaya çıkarabilmeleri için müfredatın derinleştirilmesi ve bireyselleştirilmesi gerektiği
düşünülmektedir (Sanderson; Greenberger, 2010; Mills, 2003; Oakland, Joyce, Horton, & Glutting, 2000).
“Bu gruba dahil olan üstün zekâlı bireylerin, kendilerine has duyuşsal ve bilişsel özellikleri vardır. Bu
sebeple bu özelliklerine uygun eğitimi almaları hem kişisel haklar çerçevesinde hem de eşitlik ilkesi açısın-
dan büyük bir önem arz etmektedir. Özellikle sahip oldukları potansiyeli kullanmaları ve bunu yaratıcılıkla
birleştirerek hem mutlu, hem de verimli bireyler olmalarının sağlanması eğitimin öncelikli amacı olmalıdır.”
(Kaplan Sayı, 2013).
Özel yetenekli öğrencilere sunulan içerik, öğrenme sürecinde ve süreç sonunda istenilen ürün po-
tansiyellerini en optimum düzeyde kullanabilmelerine imkan vermelidir. Süreç öğrencinin ihtiyaçlarına
ve öğrenme hızlarına göre ayarlanabilmeli, gerektiğinde alt konulara geçiş yapılabilmeli ya da hızlı geçiş
yapılabilmelidir.
Özel yetenekli öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamada önerilen müfredat düzenlemeleri aşağıdaki gibidir
(Clark, 1988, akt: Sanderson; Greenberger, 2010)
• Bireyselleştirilmiş öğrenme
• Kendi kendine seçilen gruplar
• Konu ivmesi
• Sınıf düzeyinde hızlandırma
• Farklı okullardaki ileri sınıflara kayıt olabilme
• Entegre müfredat
• Esnek zamanlama
• Entelektüel akranlarla çalışmak
Özel yetenekli öğrenciler için uygun şartlar sağlanmadığı takdirde sınıf ortamında yeterli performans
gösterseler de potansiyellerini açığa çıkarıp geliştiremez ve kullanamazlar. Meraklarını, Öğrenme arzula-
rını ve iştahlarını kaybedebilir kendi dünyalarında kaybolup yalnızlaşabilirler. Farklılaştırılmış müfredatın
uygulanabilmesi için çevresel etmenler de dikkate alınmalı ve öğrencinin bağımsız olarak çalışabileceği
öğrenci merkezli öğretimin yapılabilmesine olanak tanımalıdır.
Eğitimin her açısından esneklik sağlanmalı, yaratıcılıkları desteklenmeli farklı bakış açıları kazanabil-
meleri için farklı gruplarla bir arada olmalarına imkan sağlanmalıdır. Ülkemizde özel yetenekli öğrencilerin
eğitiminde; farklılaştırma, bireyselleştirilme, hızlandırma ve zenginleştirme modelleri kullanılmaktadır.
Türkiye’de özel yetenekli öğrencilerin eğitiminde Bilim ve Sanat Merkezleri hizmet vermektedir. Türki-
ye’de ilk BİLSEM olan “Yasemin Karakaya Bilim ve Sanat Merkezi” Ankara’da 1995 yılında açılmıştır.
BİLSEM; ilkokul, ortaokul ve lisede okuyan özel yetenekli öğrencilerin kendi okullarında eğitimlerine
devam ederken gelişimlerine destek olmak ve potansiyellerini açığa çıkarmak amacıyla hizmet vermek-
- Bildiri Metni - 421 Eğitimde Yeni Normlar-II