Page 455 - e-Kongre Bildiriler Kitabı-II

Eğitimde Yeni Normlar-II Uluslararası Covid-19 Kongresi

Etme, Yetenek Geliştirme, Proje” aşamalarındaki çalışmalara dahil olurlar. Bu çalışmaların tümünde belli
düzeyin üstünde potansiyelli çocuklar onlara eğitim vermek üzere görevlendirilmiş kişiler ile birlikte olurlar.
BİLSEM eğitimine dâhil olma hakkı kazanan öğrencilerin ilk eğitim aşaması uyum sürecidir. Bu aşama
öğrenciyi tanımayı hedefler. Ayrıca kurumun önceden oluşturulmuş misyonu, vizyonu, ilke ve değerleri
toplamda 40 saat süren etkinliklere katılan öğrencilere ve velilerine aktarılır.
Müzik ve resim/görsel sanatlar alanlarında yetenek sınavıyla seçilmiş öğrenciler uyum programının
bitiminde doğrudan yetenek gelişim programına alınırlar. Genel zihinsel alanda tanılanan öğrenciler ise
temel becerileri tüm alan ve disiplinlerle ilişkilendirmelerini amaçlayan programa dâhil edilirler. Destek
eğitim programı olarak adlandırılan bu aşama, 2.ve3.sınıfta dâhil olan öğrenciler için en az 2 eğitim öğretim
yılı, 4.ve 5.sınıfta BİLSEM ’e giren öğrenciler için ise en az 1 eğitim öğretim yılı olarak planlanıp uygulanır.
Bu programın içeriğinde iş birliği, grup çalışması, iletişim, öğrenmeyi öğrenme, problem çözme, eleştirel
düşünme ve yaratıcılık, karar verme/muhakeme, sosyal sorumluluk, teknoloji okuryazarlığı ve kaynakları
etkin kullanma becerileri kazandırılması hedeflenir.
Destek aşamasını tamamlayan öğrenciler bireysel yeteneklerini fark ettirme aşamasına geçerler. En
az 3 eğitim öğretim yılı olarak planlanan ve uygulanan bu programda öğrencinin ilgi duyduğu ve yetenekli
olduğu alanlarda etkinlikler uygulanır.
Özel yetenekleri geliştirme aşaması, müzik ve resim alanından uyum programını, zihinsel yetenek
alanından ise bireysel yetenekleri fark ettirme programını tamamlayan öğrencilerin geçtiği aşamadır. Bu
süreçte disiplinler arası ilişkiler dikkate alınarak öğrencilerin ileri düzeyde bilgi ve beceri kazanmaları hedef-
lenir. Bu doğrultuda üretimde bulunmaları planlanır. Bu aşama en az 4 eğitim öğretim yılı olarak planlanır.
Son aşama proje üretimi ve yönetimi aşamasıdır. Özel yetenekleri geliştirme aşamasını tamamlayan
öğrenciler geçiş yaparlar. Bu aşama ortaöğretim sonuna kadar sürer. Bu aşamanın her yılında öğrenci en
az bir proje hazırlar. Proje konuları danışman öğretmenlerin rehberliğinde öğrenciler tarafından belirlenir.
Aynı çocuklar tam zamanlı olarak devam ettikleri okullarında akranlarıyla karma sınıflarında okul
müfredatındaki derslerini ve genel programı takip ederler. BİLSEM öğrencilerinin aldıkları ek eğitim ile uyum
sağlaması, potansiyelini bu karma sınıf ortamında uygun şekilde kullanması beklenebilir.
Ancak öğrencinin aldığı uyum programı, birbirinden farklı potansiyeldeki kişilere, kendi düzeyinden
daha alt seviyedeki konuların anlatılabildiği sınıflara uyum değildir. Dolayısıyla BİLSEM öğrencisi olması,
sınıfta uyum sorunu yaşamayacağı anlamına gelmez. Tam tersine bu öğrencileri sınıfa kazandırmak diğer
öğrencileri de olumlu motive ederek sınıfın genel düzeyinin yükseltilmesine sebep olabilir.
Bu tamamen öğretmenin yönetim ve hâkimiyetine bağlıdır denilebilir. İşte tam bu noktada sınıftaki
öğretmenin neyi nasıl yapması gerektiği devreye girer ki bu çalışmanın da ana amacı bu detaydır.
Okullarımızdaki sınıflarda – bu sınıflar özel seçilmiş öğrencilerden oluşsa bile- her bireyin ihtiyaçları,
öğrenme modelleri, iletişim kanalları, ifade tarzları birbirinden farklıdır. Birbirinden farklı özellikteki bu öğ-
rencilerin arasında BİLSEM öğrencisi olmayan tanılı öğrencilerde bulunmaktadır. Okul öncesinden liseye
dek tüm seviyelerdeki öğrenciler yine okullarındaki sınıf öğretmenleri ve rehberlik öğretmenlerinin onayı
ve yönlendirmesi ile MEB’e bağlı Rehberlik Araştırma Merkezlerinde (RAM) tanılanabilir.
Yaş düzeylerine uygun gelişim yahut zekâ testi yapılarak öğrencinin zekâ düzeyi tanılanabilmektedir.
Bu birimlerde tanılanmış öğrencilerin dâhil oldukları, eğitime devam ettikleri okullarında destek odalarında
sınıf/alan/rehber öğretmen desteği ile zekâ düzeyindeki ihtiyacına yönelik eğitim desteği talep etme hakkı
vardır. Bu öğrencilerin okulun standart müfredatı dışında bu tür bir eğitim alması konusunda desteklen-
mesi gerekmektedir.
Kişinin tanılanabilmesi için mutlaka bir zekâ testine tabi tutulması beklenmektedir. Ancak bir test her
zekâyı her yeteneği ölçemez. Fakat tek bir test ile çocuk/öğrenci üstün tanısı alabilir. Buda bireyin tanı
almış olsa bile halen bilinmeyen zekâ türleri ve yetenek alanlarında farklı düzeylere sahip olabileceği bil-
gisini verir bize.
Bir diğer taraftan yine aynı sınıfta hiçbir test uygulanmamış ama keşfedilmek üzere bekleyen zekâlar

- Bildiri Metni - 455 Eğitimde Yeni Normlar-II