Page 102 - e-Kongre Bildiriler Kitabı
P. 102

GİRİŞ


                      Sinema 19. yüzyıl sonlarında ortaya çıkan bir sanat dalı ve gelişen teknoloji ile birlikte ulaştığı
               kitlelerin büyüklüğü hızla artan bir endüstridir. Sinemada anlatılan olayların gerek gerçek hayata yakın

               oluşu  gerekse  ideal  bir  yaşam  biçimini  ortaya  koyması  toplumlar  üzerindeki  etkisini  arttırmayı
               sağlamıştır. Bu bakımdan sinemayı sadece eğlence aracı veya ticari ürün olarak görmek pek mümkün

               değildir. Birçok sanat dalından beslenen sinemanın, izleyiciler üzerinde yoğun ve farklı etkiler bıraktığı

               söylenebilir.


                      Sinema izleyicinin  görme ve işitme başta olmak üzere birçok duyusuna  hitap eden bir sanat
               dalıdır. Filmler içerik olarak; toplumsal, ekonomik ve siyasal düşünceleri rahatça yayabilme özelliğine

               sahiptir ve kendi içinde birden fazla sanatı da kapsayan bir yanı vardır (Tezcan, 1994: 172). Bu bağlamda

               sinemanın çeşitli alanlarda eğitim amaçlı olarak kullanılması da mümkündür.


                      Bireyin doğumundan ölümüne kadar geçen sürede eğitim olgusu; kimi zaman planlı şekilde -
               okul çatısı altında- gerçekleşirken, kimi zaman da hayatın akışı içinde öğrenilmiş olan diğer bilgilerin

               bütünü olarak görülebilir (Cömert ve Güleç, 2004: 133). Sinemanın eğitime olan katkısı, hayatın akışı
               içinde öğrenilen bilgiler bütününün bir parçasıdır.



                      Film  makinesinin  1895’te  icat  edilmesinin  hemen  ardından  filmler,  eğitim  amaçlı  olarak  da
               kullanılmaya başlamıştır. Sinemanın diğer sanat dallarını kapsayan özelliği sayesinde zengin ve popüler

               bir  üslup  yarattığı  söylenebilir.  Bu  bağlamda  sinemanın  eğitim  amaçlı  kullanılması  da  kaçınılmaz
               olmuştur. I. Dünya Savaşı sonrası üretilen filmlerin birçoğu tarih aktarıcılığı amacıyla kullanılmıştır.

               Filmlerin eğitim amaçlı kullanılmasının ana sebebi ise bu sayede zor anlaşılan konuların somut hale
               getirilmesi  ve  akılda  kalıcılığının  arttırılmasıdır.  Bunun  dışında  edebi  metinlerden  üretilen  sinema

               filmlerinde  karakterlerin  seyirciye  yansıtılabilmesi  ve  olayların  akıcılığı  sayesinde,  eserlerin

               çözümlemesinde rahatlık sağladığı görülmüştür. Öte yandan eğitim amacıyla kullanılan filmlerin uzun
               süreli oluşu ve sürekli olarak kullanımı, öğrencilerin okuduğunu anlama becerisini de olumsuz yönde

               etkilediği görülmüştür. Dolayısıyla filmlerin gösterimini öğrencilere sunacak olan öğretmenlerin de bu
               konuda eğitimli olması gerekmektedir (Yakar, 2013: 22).  Bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti Milli

               Eğitim Bakanlığı bünyesinde kurulmuş olan Eğitim Bilişim Ağı (EBA) içeriğinde bulunan kısa filmlerin,
               öğrenci, öğretmen ve velilerin eğitim sürecine katkıda bulunacağı söylenebilir.











                                                              102
   97   98   99   100   101   102   103   104   105   106   107