Page 59 - e-Kongre Bildiriler Kitabı
P. 59
yaşadığı sorunlar şunlardır: Ev, iş yeri, toprak gibi maddi değerlerin ve aile bireylerinin yitirilmesi sonucu ortaya
çıkan sorunlar, ırksal saldırılar, yaşanan durumların belirsizliği, göç edilen ülkelerde yeni hayata uyum sorunları,
barınma sorunları ve bu tür sorunlarla ilgilenen kurum ve mesleklerin bilinmemesi gibi durumlar ve bu konuda
yaşanan derin duygular göç eden bireyin psikolojik sorunlar yaşamasına yol açabilmektedir.
Şahin’e (2001) göre göç eden insanların yaşadıkları duyguları aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:
Yabancılık duygusu: Göçmenler, hem göç ettikleri yerlerdeki insanlara göre bir yabancıdır hem de göç
ettikleri yerlerdeki her şey onlara yabancıdır. İklim, çevre, var olan kültür ve konuşulan dil alıştıklarından oldukça
farklıdır. Birey, yaşadığı bu duyguyla bir mekâna veya herhangi ortama ait olamama hissini taşır.
Yalnızlık duygusu: Bu duygu, göç eden insanların bilinçli veya bilinçsiz olarak geride bıraktığı akrabalarının
ve yakınlarının eksikliğinden ve bu durumdan dolayı kendini suçlu hissetmesinden kaynaklanmaktadır.
Özlem duygusu: Birey, o anda göç edilen yerde olmayan ve geçmişindeki her şeyi özlemekte ve bu duygu,
bireyin kişiliğinde yer edinip yaşamının geri kalan kısmında da sürekli devam edecek olan bir duygu olacaktır.
Kişilik problemi: Göçmenin önceki yaşamıyla göç ettiği yerdeki yaşamı, ilişkileri, konuştuğu dil arasında
farklılıklar olduğundan göç eden özellikle ergin bireylerde kişilik çatışması olur. İki farklı kültürün kişinin
benliğinde çatışması durumu, çocuklarının da zamanla göç edilen toplumun kültürünü benimsemesiyle giderek
daha da artar ve derinleşir.
Köksüz olma: Göç eden bireyler, kök saldığı toplumdan, benimsemiş olduğu kültüründen ve güven
duygusundan yoksun olduğu için genellikle göç ettiği ortama kendini ait hissedememe duyguları içerisindedir.
Kendi vatanına ait değer yargılarının aşağılanması: Mülteci, dâhil olduğu toplumda varlığını kanıtlamak
amacıyla toplumun var olan değerlerini benimser ve önceki toplumunda önem kazanmış olan değer yargılarının
giderek değersizleştiğinin farkına varır. Gittiği toplumda kendi değerlerinin anlamsız olduğunu anlar.
Toplumların değer yargılarının karşılaştırılması, göçmenin iç dünyası ve aile hayatında sorunlara yol açar.
Kuşkuculuk ve önyargılı davranma: Göçmenler, yeni bir ülke, yeni bir kültür ve yabancısı olduğu bir toplum
içinde, devamlı olarak bilmedikleri şeylerle karşılaşır. Bu da göçmende her şeyden kuşkulanma ve her şeye ön
yargılı davranma duygularını ortaya çıkarır.
- Fiziksel sorunlar
Sığınmacı ve mülteciler zorlu yaşam şartları, barınma, beslenme ile ilgili problemler, sağlık sorunları ve
sosyal hizmetlere ulaşmada yaşanan güçlükler, şiddet gibi pek çok nedenle özellikle de sağlık açısından en
savunmasız göçmen gruplarıdır.
Barınma ve iş bulma sorunu yine mültecilerin yaşadığı en önemli sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Ev
kiralama imkânı olmayan sığınmacılar parklarda, boş arsalarda, otobüs duraklarında ve köprü altlarında
barınmaya çalışmaktadır. En temel sorun olan beslenme ve barınma ihtiyacını karşılamak için herhangi bir işte
çalışmak isteyen ve iş arayan sığınmacılar, ağır çalışma şartları ve ancak düşük ücretlerle iş bulabilmektedir.
Sığınmacı kadınlar ya bulabilirlerse gündelik temizlik işlerinde çalışmakta ya da temel ihtiyaçlarını
karşılayabilmek için çocuklarıyla beraber cadde ve sokaklarda yardım toplamaya çalışmaktadır. Bu kadın ve
çocuklar cadde ve sokaklarda risk altında olup onlar için koruyucu görevi gören herhangi bir mekanizma
bulunmamaktadır. Çalışan veya çalışmak zorunda olan çoğu eğitim çağında olan sığınmacı çocuklar ise eğitimine
devam edememektedir (Taştan, 2014: 195).
59