Page 550 - e-Kongre Bildiriler Kitabı-II
P. 550
Eğitimde Yeni Normlar-II Uluslararası Covid-19 Kongresi
1. Giriş
Müzik dinlemenin insan üzerindeki etkisi, insanların büründükleri ruh haline göre değişiklik göster-
mektedir. Ancak genel anlamda müzik dinlemek, insanı rahatlatan bir eylemdir. Kelime, kökü itibariyle
mousa(peri) ve -ike ekinin (konuşulan dil) birleşmesiyle meydana gelmektedir. (Www.karnavalsanat.com
, erişim: 05.12.2020). Yunanca kökenli “mousiki” kelimesinden ve “perilerin konuştuğu dil” anlamına gelen
müzik aynı zamanda İslam felsefesinde ilahi dil, melek dili gibi çağrışımlar için kullanılmıştır. Kısaca müzik
kelimesi insanlar tarafından olağanüstü olaylar için kullanılmış, sevilmiş ve ilgi çekici olmuştur.
Müzik özü itibaren de her insanın sevdiği nadir aktivitelerden biridir ve varoluştan beri insanlık ile bir-
liktedir. Bunun en doğal örneklerinden biri de iletişimdir. Küçük-büyük ayırt etmeden her birey müzik ile
tanışmış ve karşılıklı etkileşimde bulunmuşlardır. Bir diğer etkileşim ise müzik-kültür etkileşimidir. Müzik
her şeyiyle evrenseldir. Ancak bundan önce kültürel ezgileri, içeriği, oluşum süreci ve daha nicesi ile bulun-
duğu kültürü yansıtan milli bir değer taşır (Turan ve Çelik, 2019). Müzik bir kültür ögesidir ki bu kültürü
oluşturan tüm insanların duygularıyla toplumun müzik motifini oluşturmaktadır (Uzun, 2018).
Beyin kendini her an geliştiren bir mekanizmadır. “Ağaç yaşken eğilir.” sözünden hareketle küçükken
kazanılan davranışlar hem bireyin daha rahat öğrenmesini sağlar hem de bireyin hayatına daha fazla
katkıda bulunmasına yardımcı olur. Bu nedenle de müzik eğitimi bireye küçüklükten kazandırılmalıdır.
Özellikle çocuk yaşlarda kazanılan müzik eğitimi; bireyin geleceğinde ve hayatının her alanında onu daha
da ileri götürecektir.
Gençel Ataman (2014)’a göre müzik; insanların zihinsel, kültürel ve ruhani açıdan gelişmesi için büyük
önem arz eder. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki küçük yaşlardan itibaren müzikle tanışmak beyin
gelişimde azımsanmayacak düzeyde olumlu bir etkiyi de beraberinde getirmektedir. Keza Beachwood
(1997) da müzik ile beynin erken gelişim evresi arasında önemsiz sayılamayacak kadar güçlü bir ilişkinin
olduğunu belirtmiştir. Özellikle de erken yaşlarda başlanan müzik eğitimi ile çocukların beyin işlem mer-
kezinin doğru orantılı bir şekilde geliştiği öne çıkmıştır (Beachwood,1997, akt. Göğüş, 2007, akt. Özdemir
ve Coşkuner, 2018).
Yıllardan beri süregelen “Müzik dinlerken ders çalışılmaz, odaklanmayı engeller.” düşüncesi günümüz-
de hala doğru sanılmaktadır. Müziğin dikkat dağıttığı, asıl amaçlanan hedefe ulaşılmasında zorluk çıkardığı
kanısı belirli bir kitle tarafından savunulsa dahi müzik özünde eğitsellik içerir (Uçan, 1996). Müzik eğitimi,
beynin gelişiminde önemli bir pozisyondadır. Müzik eğitiminde bireyin el-göz koordinasyonu, ritim yakalama,
sembol tanıma, dikkat toplama ve beynin diğer normları gelişmektedir (Şendurur ve Akgül Barış, 2002).
Öğrenmenin tam anlamıyla gerçekleşebilmesi için de gerçekleştirilen eylem birden fazla duyuya
yönelmeli, hitap etmelidir (Ata Doğan ve Akman, 2019). Belirli bir kitle tarafından savunulan bu düşünce-
nin tam aksine müzik dinlemek; odaklanmayı, öğrenmeyi ve ortaya koyulan başarıyı artıran bir eylemdir.
Verilen müzik eğitimi beynin her iki lobunu da çalıştırarak bireyin normalde olduğundan daha fazla verim
elde etmesini sağlamaktadır.
Müzik eğitimi, bireyin hem akademik açıdan hem de kişisel becerilerinin gelişimini destekler (Şendurur
ve Akgül Barış, 2002). Müzik, her kavram ile ilişki kurarak anlamayı kolaylaştırır. Müzik sayesinde insan
ifadelerini daha düzgün aktarabilmekte, estetik ve yaratıcı düşünme konusunda daha açık olmakta ve
akademik anlamda daha başarılı olmaktadır (Yener ve Öztürk, 2008).
Her bireyin kendine özgü farklı çalışma programı vardır. Kimisi bir düzene oturtmuş, kimisi hala otur-
tamamış, kimisi de oturtmasına rağmen bir fayda görememiş haldedir. Bunun temel sebeplerinden birisi
de yanlış öğretim yöntemidir. Çoklukla eleştirilen fakat oldukça yaygın olarak kullanılan bu yöntem sunuş
stratejisi yoluyla öğretimdir. Bu sistemde daha çok bilgi düzeyinde öğrenme gerçekleşir ve bilişsel anlamda
kazanımın kazandırılması hedeflenir (Adıgüzel, 2006).
Bu yöntemde öğretmen merkez konumunda yer alır ve bilgiyi aktarıp öğrencinin kavramasını sağlar.
Öğretmen genellemeler kullanır, kavram haritasıyla konuyu kavratır ve gündelik hayattan örnekler vererek
artvincovidcongress.org 550 - Bildiri Metni -