Page 68 - e-Kongre Bildiriler Kitabı
P. 68
Giriş
Eğitim, bireyin davranışında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana
getirme sürecidir (Ertürk, 1988). Bu davranış değişikliği çeşitli yollarla yapılmaya çalışılmaktadır. Bu
yollardan birisi de uzaktan eğitimdir. Uzaktan eğitim belirli bir zaman ve mekan sınırlaması olmaksızın
bilgi edinme, davranış geliştirme olanakları sağlayan bir eğitim sistemidir. Geleneksel yüz yüze eğitimin
gerçekleşmesi öğrenen ve öğretenin aynı yerde ve aynı zaman diliminde bir araya gelmesine, eğitimin
gerçekleşmesi için bazı fiziksel koşulların sağlanmasına bağlıdır. Uzaktan eğitimde ise amaç; eğitimin
aksamasına sebep olan zaman ve coğrafi engelleri ortadan kaldırılarak, gelişen teknolojiye ayak
uydurabilen, zamandan ve mekândan etkilenmeden insan eğitimine katkı sağlayabilen sistemlerle
insanlara eğitim-öğretim imkânı sunmaktır (Bozkurt, 2017).
Uzaktan eğitimin ilk kez Avrupa’da 18. yüzyıldan itibaren kullanılmaya başlandığı
varsayılmaktadır. Ancak bir öğretici/usta/hoca ile aynı mekanda ve zamanda olmaksızın kitaplar yoluyla
eğitim binlerce yıldır yapılmaktadır. Özellikle matbaanın icadıyla bu durum yaygınlaşmıştır. Paragrafın
başında bahsedilen uzaktan eğitimin kurumsallaşmasıdır. Bu kurumsallaşma Türkiye’de de –
üniversitelerin öncülüğüyle- 1950-1960’lı yıllara dayanmaktadır. İlerleyen yıllarda Açıköğretim
Fakültesi, Açık İlköğretim ve Açık Liselerin kurulmasıyla uzaktan eğitim çalışmaları daha geniş kitlelere
hitap edecek şekilde yaygınlaştırılmıştır. Günümüzde bu çalışmalar devam etmekle birlikte birçok
üniversite bünyesindeki uzaktan eğitim merkezleriyle hizmet vermektedir.
Uzaktan eğitim sistemleri içerisinde çeşitli yöntemler kullanılsa da, temel olarak eş zamanlı
(senkron) ve eş zamansız (asenkron) olmak üzere iki yapıda ele almak mümkündür (Mahiroğlu & Coşar,
2008). Eş zamansız uzaktan eğitimlerin tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Geçmişte yaşayan birçok
bilim insanının diğer bilim insanlarıyla ya da öğrencileriyle yaptıkları çalışmalar, düşünceler hakkında
mektuplaştıkları bilinmektedir. Teknolojinin gelişimiyle eş zamanlı uzaktan eğitimlerin arttığı
görülmektedir. Artık internet kullanımının yaygınlaşmasıyla öğrenici-öğretici arasındaki mekan
sınırlılığı ortadan kalmış durumdadır. Eş zamanlı öğretimde en yaygın olarak kullanılan yöntem video-
konferanstır (Alakoç, 2003).
Uzaktan eğitimdeki özellikle teknolojik gelişmeler, matematik eğitiminde uzaktan eğitimin
kullanımını artırmıştır. Günümüzde matematikle ilgili birçok web sitesi bulunmakta, bu siteler üzerinden
etkileşimli-etkileşimsiz pek çok e-materyale ulaşılabilmektedir. Ayrıca ders notları, konu anlatım
videoları bulunmakta ve ihtiyacı olan öğrenci ve öğretmenler kullanabilmektedir. Sosyal medya
uygulamalarında açılan hesaplar ve Youtube’daki kanallar aracılığıyla matematikle ilgili çeşitli, zengin
paylaşımlar yapılmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB)’in oluşturduğu EBA uygulaması üzerinden
de matematik ders kitapları, testler, videolar ve görseller paylaşılmaktadır. Ancak görüldüğü gibi tüm
bu içerikler isteğe bağlı kullanım için hazırlanmıştır. Örgün eğitime entegre edilmiş sistemli bir
matematik uzaktan eğitim çalışması yapılmamıştır. Matematikte uzaktan eğitim konusunda yapılan
çalışmalar, web tabanlı öğretim yöntemlerinde matematiğin kavramsal, sembolik ve soyut yapısının,
engel oluşturduğunu ortaya koymaktadır (Yorgancı, 2014). Ancak literatürde matematikte uzaktan
eğitimle ilgili çok az çalışma olduğu görüldüğünden bu yargının değişebileceği düşünülmektedir.
Yorgancı (2014) Web tabanlı uzaktan eğitim yönteminin Bilgisayar Programcılığı Önlisans
Programı öğrencilerinin matematik başarılarına etkisini incelemiştir. Sonuçta web tabanlı uzaktan eğitim
yönteminin, geleneksel yöntemle yapılan öğretime göre, öğrencilerin matematik başarılarına anlamlı
ölçüde etki ettiğini ve web tabanlı öğrenme ortamının, zengin içerik, esneklik, bireysel öğrenmeye
68