Page 31 - e-Kongre Bildiriler Kitabı-II
P. 31

Uluslararası Covid-19 Kongresi




            hiçbir zaman motive olamayan, iyi kaynaklara ulaşamayan, ailesinden öğretmenlerinden destek alamayan
            birçok genç, işte onlar ciddi bir şekilde geri kaldılar.
                 Öğretmenler için de kısa sürede öğrenilmesi gereken zor bir süreçti. Fakat pandemiyle başa çıkmaya
            çalışırken, geldiğimiz noktaya geri dönebilmek için değil de öğrenme kayıplarını telafi etmek için sadece
            daha fazla zamana ihtiyaç var. Aslında pandemiden önce, öğrencilerin okulda geçirdikleri öğrenme zama-
            nını mavi çubuklarda ve öğrencilerin okuldaki öğrenmeleri dışında harcadıkları zamanı sarı çubuklarda
            görüyorsunuz. Ülkeler arasında büyük ölçüde değişiklik gösteriyor.
                 Öğrencilerin haftada neredeyse 60 saatlik öğrenme zamanı geçirdikleri Birleşik Arap Emirlikleri gibi
            bir ülkeye bakabiliriz ve sol köşede ise öğrencilerin bu öğrenme zamanının yarısından biraz daha fazla
            zaman geçirdikleri Finlandiya ile karşılaştırın. Ülkeler arasında öğrenme zamanının miktarında kocaman
            bir farklılık var.
                 Fakat üretkenliğe baktığınızda, Finlandiya’daki, Almanya’da, İsviçre’deki, İsveç’teki ya da Estonya’daki
            öğrencilerin çok kısa sürede çok fazla şey öğrendiğini, Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki öğrenciler ise çok
            fazla zaman harcıyorlar ve çok az öğrendiğini görebilirsiniz.
                 Türkiye için zorluk da öğrenme süresinin hacmini çok fazla artırmak değil. Ama eğitimde verimliliği
            artırmak için eğitimin niteliği üzerine daha fazla çalışılmalı.  Geçmişte bildiğiniz üzere rutin bilişsel becerileri
            onlara hayatları boyunca bir kez öğretebildik.
                 Bugün öğretmesi ve test etmesi kolay şeyleri otomatikleşmek ve dijitalleştirmek de kolay oldu. İş gücü
            piyasamızdan kayboluyorlar. Gelecek, karmaşık düşünme ve çalışma yollarını yönetebilmek için insanlara
            karmaşıklıkla başa çıkmayı öğretmeyi gerektirir.
                 Geçmişte eğitim sistemimiz sadece insanları sınıflandırmayı gerektiriyordu. Ekonomimiz sadece çok
            az iyi eğitilmiş işçilere ihtiyaç duyuyordu. Bugün bizim herkese ihtiyacımız var ve tabi ki bu çok farklı bece-
            rilerde öğretmenleri gerektiriyor.
                 Geçmişte öğretmenler öğrencilerine, önceden hazırlanmış içerikler sunardı. Öğretmenler öğrencile-
            rine, önceden hazırlanmış içerikler sunardı. Bugün öğretmenlerin yenilikçi öğrenme ortamlarının yaratıcı
            tasarımcıları olmaları gerekiyor. Sadece muhteşem eğitmen olmalarına değil, aynı zamanda iyi koç, iyi
            rehber, kolaylaştıran ve iyi ölçen olmaları gerekmektedir.
                 Tabi ki bu insanlar fabrika gibi organize edilen okullarda çalışmak istemezler. Girişimci, eşit oranda
            sorumluluk sahibi olunan çalışma ortamlarını tercih ediyorlar. Bu bağlamlara biraz daha detaylı bakalım.
            Eğitim sistemimiz ikinci sınıf robotları yani onlara söylediğimiz şeyi tekrar etmekte iyi olan insanları nasıl
            eğiteceğini çözdü.  Ama dijital çağda bizi insan yapan şeye küçük aletleri yaklaşık 10 yıl önce ellerimize aldık.
                 Bir kaç yıl sonra, gerçek dünya ve sanal dünya bütünleşmeye başladı ve aniden herkes birbirine bağ-
            landı ama bu harika gelişmelerin karanlık tarafları da vardı. Gerçekte gezinmek daha çok karmaşık hale
            geldi. 20 yıl önce kitap okuyorken, sadece a dan z ye okuyabiliyordunuz. Uzmanlar ve hükümetler tara-
            fından onaylanarak özenle şekle sokuluyordu.
                 Sorunun cevabını bilmediğinizde, ansiklopediye bakabiliyordunuz. Cevabın doğru olduğuna güvenebi-
            lirdiniz. Bugün google’da bilgi aradığınızda, kimse size neyin doğru neyin yanlış, neyin gerçek neyin yalan
            olduğunu söylemez.
                 Demin söylediğim gibi PISA verileri,  içerik karmaşıklaştığında Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 3’ ünün
            gerçeği düşünceden ayırt edebildiğini gösteriyor. Bunu geliştirmek önemli.  Aynı zamanda bildiğiniz üzere
            dijital dünya herkesi herkesle buluşturur. Ama genelde bizim gibi düşünen, bizim gibi çalışan insanlarla bizi
            birbirimize bağlar. Gençlerin toplumumuzda farklılıkları deneyimlemesi aslında daha zordur.
                 Geleceğin okullarının diğer bir önemli görevi, bazı insanlar bunu teknoloji ve eğitim arasındaki yarışla
            kıyasladı.  1. Sanayi devriminden önce ne teknoloji ne eğitim insanların büyük bir çoğunluğu için farklılık
            yaratmıyordu. Ama sonra sanayi devrimi teknolojiyi insan yeteneklerinin bir anda önüne geçirdi ve oldukça
            çok toplumsal bir sızı yarattı. İnsanlar buna hazır değildi. Ama sonra bugün olan devlet okullarını inşa ettik.
            İnsanları endüstriyel ekonominin fikirleriyle uyumlu hale getirdik ve bu refah nesiller yarattı ama şimdi


            - Davetli Konuşmacı-                              31                   Eğitimde Yeni Normlar-II
   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36