Page 32 - e-Kongre Bildiriler Kitabı-II
P. 32
Eğitimde Yeni Normlar-II
aynı şeyin olduğunu görüyoruz. Bildiğiniz üzere dijital devrim her şeyi değiştiriyor.
Teknoloji bir kez daha insan becerilerinin önüne geçiyor ve gördüğünüz üzere üniversiteden mezun
olan Türkiye’deki genç insanlar bile iş bulmakta zorlanıyorlar ve aynı zamanda Türk işverenler ihtiyacımız
olan becerilere sahip insanlar bulamadıklarını söylüyorlar.
Bu durumda ne yapacağız? Artık eğitim çağımızın teknolojisinin ötesinde ve bugün incelememiz gereken
sorun bu. Bilgi, çevremizdeki her yerde katlanarak genişliyor ve pek çok yönüyle ve pek çok fikirle dolu ve
aslında tüm bu fikirler insanlarla birlikte geliyor. Bu da o kadar önemli ki öğrenme işlem olgusu değildir.
Öğrenme her zaman sosyal ilişkili bir olgudur. Covid pandemisinden 10 yıl sonra gençlerin hatırlayacak-
ları şey her zaman insanlarla birlikte öğrendiğimizdir. Eğitim içeriğinin çoğunu aktaran öğretmen değildir.
Öğrencilerin hayallerini, özlemlerini, tutkularını anlayan, kim olduklarını ve kim olmak istediklerini
anlayan, hayallerini gerçekleştirmelerine yardımcı olandır öğretmen. Öğrenme ilişkisel bir süreçtir. Bili-
yorsunuz ki okul müfredatı çok küçük bir alan. Her şeyi bu küçük alana sıkıştırmaya çalışıyoruz ve çoğu
zaman topluluğumuzdaki ve çevremizdeki zengin özelliklere olan şey kendilerinin geri planda bıraktıkları
gölgeleri haline gelmektedir.
Size bir örnek vereceğim, Türk ilkokul öğrencilerine bilim fen sorduğumuzda, hepsi bilimi seviyorlar.
Bildiğiniz üzere bilim deney yapmakla, neden sonuç ilişkisi kurmakla ve doğada deney yapmakla alakalıdır.
15 yaşındaki Türklere bilimi sorduğumuzda, çoğuna göre bilim sıkıcı formüller ve denklemler âlemi haline
gelmişti.
Şimdi ise bilimsel araştırmanın doğasıyla çok az ilgisi olan bir şey olarak görülüyor. Bu, gençler için
çok daha fazla probleme dayalı, daha özgün, daha gerçekçi ve daha istekli hale getirmek için değiştirme-
miz gereken şey. Okullarda bildiğiniz gibi bu küçük kutuya daha fazla şey sığdırmaya çalışıyoruz. Bazen
öğrenmenin gerçekten ne olduğunu unutuyoruz.
İnsan bilgisi alanı, etik ve sağduyu alanı, politik ve sivil yaşam alanı, yaratıcılık alanı, estetik tasarım-
lar. Bunlar bizi insan yapan ve yarının eğitiminde kaybolmaması gereken boyutlardır. Uluslararası PISA
değerlendirmelerimizde, bu yönlerin bazılarını ölçmeye çalışıyoruz ve birini sizinle paylaşmak istedim.
Yatay eksende öğrencilerin büyüme zihniyeti diye adlandırdığımız şey, burada insanların kendi çabalarını,
isteklerini ne ölçüde bu başarının kaynağı olarak gördüklerini görebilirsiniz.
Sol tarafta, başarının daha çok yetenekle, genlerle ve doğuştan gelen zekâyla ilgili olduğuna ve ya-
pabilecek bir şeyleri olmadığına inanan öğrencilerin olduğu ülkelerini görüyoruz. Öğrencilerin kendi ba-
şarılarının sahibi olduğu ve eğitim sistemlerinin gerçekten iyi olduğu Estonya gibi bir ülkeyi görebilirsiniz.
Öğrenciler çoğunlukla, kontrol edemeyecekleri ve eğitim sistemlerinin o kadar da başarılı olmadığı-
na inandıkları Endonezya gibi ülkeyi görebilirsiniz. Türkiye hala bir nevi ortada yer alıyor. Türkiye’de çoğu
öğrenci sonuçlarını gerçekten değiştirebileceklerine dair kendilerine inanmamaktadır.
Ve bu slaytta gördüğünüz gibi sadece akademik başarı ile ilgili değil. Ayrıca öğrencilerin nerede daha
fazla gelişim öz teorisine sahip olduklarını da görmekteyiz. Zor görevlerde ustalaşmaya daha fazla motive
oldular. Öz yeterlik duyguları daha da arttı. Başarısızlıktan daha az korktular. Yükseköğretim hedeflerine
daha fazla heveslendiler ve dolayısıyla okulda da daha fazla değer gördüler.
Pandemiden sonra 21. Yüzyılda öğrenmenin gerçekten ilgisi olması gereken şey budur. Öğrenmek
artık insanları eğitmek değil. Bazen onlara güvenilir bir pusula ve giderek daha karmaşık ve belirsiz hale
gelen bir dünyada güvenle gezinmek için araçlar sağlamakla ilgilidir. Öğrenmek, hayal kurmak, inşa etmek,
tasarlamak ve icat etmek için yeni değerler oluşturma konusunda gençleri güçlendirmekle ilgilidir.
Bu onların gerginlikleri, ikilemleri ve belirsizlikleri yönetebilmelerini sağlamakla, çatışmaları çözmekle
ilgilidir. En önemlisi, sorumluluk almaları ve harekete geçmeleri için bilişsel sosyal ve duygusal kaynaklarını
harekete geçirmelerine yardımcı olmakla ilgilidir.
Gelelim ikinci göreve.
Geçmişte, sadece bazı insanlar eğitimde başarılı oldular. Eğitim sıralamayla ilgiliydi. Herkesin başarılı
olduğu bir sistemi nasıl daha etkin hale getirebiliriz? Uluslararası PISA değerlendirmesinden çıkan en ilginç
artvincovidcongress.org 32 - Davetli Konuşmacı -