Page 76 - e-Kongre Bildiriler Kitabı
P. 76
problem çözmediği için öğrencilerin öğrenim sürecinde izlenemediği, anlık dönütler verilemediği
anlaşılmaktadır. Bunun sonucunda öğrenciler yaptıkları hataları fark edememekte ve birbirlerini
gözleyerek oluşan bazı öğrenmeler sağlanamamaktadır.
“Çocuk isterse görüntüsünü kapatabiliyor. Çocuk isterse canlı görüşmeyebiliyor. Dediğim gibi
mikrofonu, görüntüsü kapalı oluyor.” ifadelerinde görüldüğü gibi öğrencilerin online derslerde kamera
ve mikrofonlarını kapalı tutmaları bir sorundur. Çünkü bu durumda bir önceki paragrafla ilgili olarak
öğrencilerin derste gözlenmeleri ve öğrenim süreçlerindeki ilerlemelerin takip edilmesi zorlaşmaktadır.
Filiz öğretmen öğrencilerin online derslere katılımının başarı-başarısızlıkla ya da normal
derslerde ilgi-ilgisizlikle alakalı olmadığını ifade etmiştir: “Çok ilginç. Bazen ilgisiz olan öğrenci,
başarısı da düşük olan öğrenci canlı derse katılıyor mesela. Bakıyorsun çalışkan çocuk
katılmayabiliyor.” Bu durumun olası nedenleri arasında öğrencilerin teknolojik ve görsel öğrenme
ortamlarına merakı, dersten verim alıp almaması ve kişisel eğilimler, görüşlerdeki farklılıklar
gösterilmiştir: “Sonuçta herkesin öğrenme stili de farklı. Görsel, işitsel,..herkesin farklı. İftar saatinde
falan katılan öğrenciler oldu oysa çocuğun durumu başarısız mesela, şaşırıyorsunuz. Ya da başarılı bir
çocuk bir iki ders katılıyor verimli bulmuyor. Ona göre iyi bir sitem değil çocuk katılmıyor. Kişiden
kişiye kesinlikle değişiyor.”
Yüz yüze eğitim ile uzaktan eğitim karşılaştırması yaparken Filiz öğretmen, EBA’da öğrencilerin
istedikleri kadar konu anlatım videoları izleyebileceklerini, testler çözebilecekleri, öğretmenlerinin
yüklediği e-materyallere (sınav, video, sunu, test) erişebilecekleri ve bu sayede öğrenene kadar tekrar
yapabileceklerini, öğrendiklerini pekiştirebileceklerini ifade etmiştir. “Sonuçta tam öğrenme diye bir
model var. Her öğrenciye yeterli zaman ve imkan tanınırsa. Ama okulda tabi ki de kısıtlı… EBA bireysel
çalışma için normal okul ise toplu sınıf ortamında çalışma için güzel.” ifadeleriyle de EBA ve diğer
uzaktan eğitim araçlarının öğretimi bireyselleştirerek tam öğrenmeyi daha kolay sağlayacağını
düşündüğü görülmektedir.
Filiz öğretmen geleceğin matematik eğitiminin Türkiye’de mutlaka EBA destekli olacağını ve
dünyada da benzer uygulamaların olacağını ifade etmiştir. Çünkü ona göre, dünya üzerinde böylesi
salgınlar ve savaşlar gibi felaketler için bu tarz çalışmaların geliştirilerek eğitim konusunda gerekli
önlemlerin alınması gerekmektedir. Sadece uzaktan eğitim ya da sadece yüz yüze eğitim değil ikisinin
birlikte birbirini destekler nitelikte kullanılacağını ifade etmiştir. “Kesinlikle EBA destekli olacak ama
sınıf ortamında vesaire farklılıklar olur mu bilmiyorum. Ama illaki de öğretmene ihtiyaç olduğunu şu
süreçte gördük.” sözlerinden de yüz yüze eğitim olmasa bile eğitimin her türlüsünde öğretmene ihtiyacın
hep var olacağını düşündüğü anlaşılmaktadır. Gelecekte matematik eğitiminin nasıl olması gerektiği
hakkındaki kişisel görüşü ise öğrencileri gruplandırarak eğitim vermek yönündedir. Bu görüşünü de şu
şekilde gerekçelendirmektedir: “Sonuçta bazı çocukların matematiğe yatkınlığı daha farklı, daha farklı
düşünme gücüne sahipler, daha iyi analiz edebiliyorlar, neden niçin ilişkisini kurabilen çocuklar var.
Hani bunlara yönelik ekstra programlar yapılabilir diye düşünüyorum. Daha farklı bunlara yönelik ayrı
bir site olabilir EBA tarzında. Özel çocukların yetiştirildiğinde gelecekte onlara daha çok ihtiyaç
olacağını düşünüyorum. Sonuçta önemli bir bilim.” Görüldüğü gibi Filiz öğretmen matematikte daha
yetenekli ve başarılı öğrenciler için farklı platformlar oluşturulmasını önermektedir.
Filiz öğretmen geçilen bu yeni sistem (evde eğitim-uzaktan eğitim) konusunda hem
öğretmenlerin hem de öğrencilerin eğitim alması gerektiğini düşünmektedir. “Tüm öğrencilere,
öğretmenlere bilgisayar ve internet olanağının sağlanması gerektiğini düşünüyorum. Cep telefonu dahi
76