Page 211 - e-Kongre Bildiriler Kitabı-II
P. 211

Eğitimde Yeni Normlar-II                                  Uluslararası Covid-19 Kongresi




            Srinath, Girimaji ve Seshadri, 2007). Bu konudaki bir başka araştırmada da okul reddinin yordayıcısı olarak
            lise öğrencilerinin ebeveynlerinden algıladıkları duygusal istismarın etkili olduğu bulunmuştur (May, 2019).
                 Bir başka araştırmaya göre Büküşoğlu (2004) çocuklarda okul fobisi gelişimine etki eden faktörleri
            incelediği araştırmasında okul fobisinin oluşmasında demografik parametrelerin etkili olmadığını sonucu-
            na ulaşmıştır. Risk faktörleri içerisinde hamilelik sürecinde sorun yaşanmış olması, ayrı yatma problemi,
            bakıcı değişimi, başka korkuların eşlik etmesi, annenin kaygılı olması, aile içinde şiddetli geçimsizlik, ayrılma
            kaygısı, ailede psikolojik sorunlu bireyin varlığı, ailenin sosyo-kültürel etkinliklere katılımda yetersiz oluşu,
            problemin okul öncesi dönemde yaşanmış olması, olumsuz öğretmen tavrı, okulda şiddete maruz kalma,
            çocuğun kolay arkadaş edinememe ve sosyal etkinliklere katılamamanın etkili olduğu saptanmıştır.
                 Kaygı bozukluklarının da okul reddinde etkili olduğunu gösteren araştırmalar bulunmaktadır. Araştır-
            malara göre okul reddi yaşayan bireylerde anksiyete duyarlılığı, kaygı bozukluğu ve ayrılık kaygısı ile ilişkili
            olduğu bulunmuştur (Aslan, 2018; Ayaz, 2015; Irmak, 2016; Kearney ve Albano, 2004; Last ve Strauss,
            1990). Ayaydın ve Takatak (2018) okul reddinin anksiyete bozukluğu gibi çeşitli psikiyatrik bozukluklara
            eşlik edebileceğini ifade etmektedir. Benzer şekilde anksiyete ve depresif bozuklukların tipik olarak okul
            reddi davranışının temelini oluşturduğu da belirtilmektedir (Melvin ve Tonge, 2012).
                 Bahalı, Tahiroğlu ve Avcı (2009) okul reddi olan çocuk ve ergenlerin klinik özelliklerini inceledikleri
            araştırmalarında okul reddi ile başvuran erkek çocukların oranının daha fazla olduğu, ilkokula ve ortaokula
            başlama gibi önemli geçiş dönemlerinde daha sık oluştuğu, ailelerin çoğunun tek ya da iki çocuklu aileler
            olduğu, ailenin ilk çocuğunda daha sık rastlandığı, en sık görülen ruhsal bozukluğun ayrılma anksiyetesi
            bozukluğu olduğu sonucuna ulaşmışlardır.
                 Okul uyum konusunda çocukların sıkıntı yaşamasının sadece çocukla ilgili olmadığı bunun yanında
            aile, çevre ve okuldan da kaynaklandığı ifade edilmektedir (Thambirajah, Grandison ve De-Hayes, 2008).
            Okul reddine yönelik yapılan araştırmalar incelendiğinde Lüleci (2015) bilişsel davranışçı yaklaşıma dayalı
            müdahalelerin okul reddi yaşayan çocuk ve ergenler üzerinde etkililiğine ilişkin 2009-2015 yılları arasında
            yapılan on iki araştırma incelenmiş ve araştırmaların büyük bir kısmı bilişsel davranışçı müdahalelerin,
            okul reddi yaşayan çocuk ve ergenler üzerinde olumlu etkiye sahip olduğunu ortaya koymakla beraber,
            ülkemizde bu konuda yapılacak deneysel çalışmalara ihtiyaç olduğu sonucuna ulaşmıştır.
                 Alanyazın incelendiğinde okula uyum, okul fobisi ve okul reddine yönelik deneysel çalışmaların sınırlı
            olmasından kaynaklı olarak bu araştırmada pandemi döneminde okula uyum ve koronavirüs kaygısına
            yönelik yapılan grup çalışmasının çocukların okul kaygıları üzerine etkisi incelenmiştir. Dolayısıyla bu araş-
            tırmada pandemi döneminde okula uyum ve koronavirüs kaygısına yönelik yapılan grup çalışmasının ço-
            cukların okul kaygıları üzerine etkisini incelemek amaçlanmıştır. Bu doğrultuda araştırmada şu hipotezler
            kurulmuştur:
                 I. Program sonrasında, deney grubunda bulunan üyelerin sontest okul kaygısı ölçek puanları ile kont-
            rol grubunda bulunan üyelerin sontest okul kaygısı ölçek puanları arasında, deney grubu lehine anlamlı
            bir fark olacaktır.
                 II. Program sonrasında, deney grubu üyelerinin öntest okul kaygısı ölçek puanlarıyla sontest okul
            kaygısı ölçek puanları arasında, sontest lehine anlamlı bir fark olacaktır.

                 2. YÖNTEM


                 Çalışmanın bu bölümünde araştırmanın modeli, örneklem, veri toplama araçları, deneysel uygulama
            ve veri analizinde kullanılan istatistiksel tekniklere yer verilmiştir.

                 2.1.Araştırmanın Modeli
                 Bu çalışmada nicel yaklaşımın deneysel modellerinden yarı deneysel kontrol gruplu ön test– son test
            modeli kullanılmıştır. Araştırmanın modeli Tablo 1’de sunulmuştur.


            - Bildiri Metni -                                211                   Eğitimde Yeni Normlar-II
   206   207   208   209   210   211   212   213   214   215   216